Amerikan kahve zinciri Starbucks, 7 Ekim’de başlayan çatışmaların ardından İsrail’e destek verdiği gerekçesiyle boykotlu markalar listesinin en başında geliyor.
7 Ekim’den bu yana boykot edilen Starbucks’ın ekonomik olarak dar boğaza girdiği biliniyor.
Rekor zararda olan şirketin piyasa değerinde 20 günde 12 milyar doların üzerinde azalış oldu. Şirket hisseleri, 12 günle şirketin 1992’de gerçekleşen halka açılmadan bu zamana kadarki en uzun düşüş serisini gördü.
Şirket, boykot sonrası Ortadoğu’daki pek çok pazarda daralmaya gitmek zorunda kaldı. Örneğin Fas’ta iflas etti. 18 şubesinin bulunduğu Fas’ı 15 Aralık tarihinde terk etti.
ABD’deki 200’den fazla Starbucks şubesinin de kapanmanın eşiğinde olduğu iddia edildi.
Her geçen gün çığ gibi büyüyen boykot kampanyası sayesinde köşeye sıkışan Starbucks müşteri çekmek için birçok yola başvurdu.
Önce bir indirim kampanyası başlattı bu da etkili olmayınca Londra’daki bir AVM’de bulunan şubesinin vitrin süslemesinde başörtülü kadın figürleri kullandı. Ancak Starbucks’ı bu hamleler de kurtaramadı.
Bu nedenle soykırım destekçisinden kendini ‘aklamak’ için yeni bir hamle geldi. Starbucks internet sitesinde yayınladığı bir dizi açıklamada, “Sosyal medya ve haber kanallarında dolaşan yanlış haber ve bilgilere yanıt olarak Starbucks’ın inandığı ve savunduğu değerler hakkındaki gerçekleri paylaşmak isteriz” diyerek İsrail’le ilgili iddiaları reddetti.
Gazze’deki soykırıma ‘çatışma’ diyen Starbucks, açıklamalarda terör devleti İsrail’in işgal ve katliam politikasını kınadığı bir ifadeye bile yer vermedi.
“Starbucks olarak ‘insanlığı’ ve insanlık değerlerini savunuyoruz. Şiddeti, masumların hayatlarını kaybetmelerini ve bir silah haline gelen nefret dilini kınıyoruz. Bu pozisyonumuzu değiştirmeden korumaya devam edeceğiz. Sosyal medyada yayılan yalan haberlere ve asılsız beyanların aksine Starbucks markasının herhangi bir siyasi oluşumla ilgilisi ve bağlantısı bulunmamaktadır. Şirket gelirleri ve kârı, herhangi bir hükümeti veya askeri operasyonu finanse etmek için asla kullanılmamıştır ve kullanılmayacaktır”
“Starbucks 20 yıldan uzun bir süredir Orta Doğu’da faaliyet göstermekte. Bölge genelinde yaklaşık 21 bin yeşil önlüklü partnerimiz ile her gün milyonlarca misafire hizmet vermektedir. Bölgedeki iş ortağımız Alshaya Group, Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinde yaklaşık 2 bin Starbucks mağazasını işletmektedir. Mağazaların misafirlere hizmet verdiği ülkeler arasında Bahreyn, Mısır, Ürdün, Kuveyt, Lübnan, Fas, Umman, Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Türkiye ve Azerbaycan bulunuyor. Sosyal medyada yayılan yalan haberlere ve asılsız beyanların aksine Starbucks markasının herhangi bir siyasi oluşumla ilgilisi ve bağlantısı bulunmamaktadır. Kârımızı asla herhangi bir hükümeti veya askeri operasyonu finanse etmek için kullanmadık ve kullanmayacağız.”
“Hayır, Starbucks markasının herhangi bir siyasi oluşumla ilgilisi ve bağlantısı bulunmamaktadır. Kârımızı asla herhangi bir hükümeti veya askeri operasyonu finanse etmek için kullanmadık ve kullanmayacağız.”
“Starbucks, partnerleri/çalışanları ve mağaza operasyonlarının güvenliğini sağlamak ve Workers United’ın markanın adını ve logosunu kullanmaması için dava açtı. Sendikanın Ekim ayının başlarında Orta Doğu’daki çatışmaya ilişkin yaptığı açıklamalar sosyal medyada şirketimizin logosu ve adı kullanılarak yayınlandı. Bu beyanlar daha sonra Workers United ve bağlı kuruluşları/temsilcileri yerine yanlışlıkla Starbucks’la ilişkilendirildi. Bu beyanların Starbucks’la ilişkilendirilmesi kafa karışıklığı yaratarak partnerimiz / çalışanlarımıza yönelik tehditlere, mağazalarımıza zarar verilmesine ve boykot çağrılarına yol açtı. Starbucks, herkesin gerek Orta Doğu’daki çatışmalar gerekse diğer siyasi ve sosyal konular hakkında kendi görüşlerini ifade etme hakkına saygı duyuyor. Bununla birlikte, bu tür görüşler ifade edilirken marka adının ve logolarının izinsiz kullanılmasını kesinlikle onaylamıyor.”
“Yapılan değerlendirmede çok açık ve net olarak Starbucks’ın “sendika karşıtı bir ajandası” olduğuna dair herhangi bir kanıt ortaya çıkmamıştır. Aynı değerlendirme şirketin, partnerlerinin/çalışanlarının bir araya gelme haklarına saygı gösterdiğini ve adil bir şekilde yürütülen seçimler aracılığıyla kolektif olarak örgütlenme haklarını güvence altına aldığını da doğrulamaktadır. Değerlendirmede ayrıca, Starbucks’ın sendika hakkında ve toplu sözleşme prensiplerine uygun şekilde hareket ettiği sonucuna varıldı. Elbette belirtilen taahhütlerin ve sözleşme prensiplerine uyumu için yapılması gereken şeyler de bulunmaktadır.”